Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dil(Şive) 
|
|
GOZLUCA (KOZLUCA) KÖYÜNDE KULLANILAN BAZI KELİME, DEYİM VE İLGİNÇ SÖZLER
|
HAYIR DUALARIMIZ |
BED DUALARTIMIZ |
Evine buda yağsın.
Allah bahtını açık etsin.
Bulut sana gölge etsin.
Allah sana gara gaşlı, gara gözlü kız versin.
Nişanlın güzel olsun.
Ellerin sıcak sudan soğuk suya değmesin.
Toprak diye tuttuğun altın olsun.
Gelin olasıca.
Yolun açık olsun.
Darısı başınıza.
|
Adı batsın.
Adı batasıca.
Dayandığın duvar yıkılsın.
Boğazına dursun.
Başına yıldırım düşsün.
Başına daş yağsın.
Damında baykuş ötsün.
Sırtını bit yesin, ekmeğini it yesin.
Evde kalasıca.
Ocağın yansın.
Kefen paran olsun.
Ekmeğin tavşan, sen tazı ol.
Malın başını yesin.
Sakalı arasıca.
Gözü kör alasıca.
Sürüm sürüm sürünesice.
|
|
|
a
|
şaşma, hatırlama, sevinme, acıma, üzülme, kızma, anları denir
|
a
|
baba
|
a ip
|
beyaz ip
|
aba
|
anne
|
abari
|
şasırma ve hayret belirtir.
|
abidik gübüdük
|
ne olduğu tam belli olmayan; ıvır zıvır işler
|
acer
|
yeni, taze
|
ağıl
|
davarların yattığı kenarı çevrili yer
|
ağız
|
doğum yapan hayvanların ilk sütü
|
aha
|
işte
|
ahır
|
inek, at, eşek gibi büyükbaş hayvan evi
|
ahraz
|
dilsiz, sağır, konuşamayan
|
al
|
kırmızı
|
al basması
|
kadınların çocuk doğumunda görülen hastalık
|
ala bula
|
karışık renkli
|
alaca
|
siyah üzümün olgunlaşma dönemi
|
alacalı
|
karışık renkli
|
alamaç-alaf
|
alev, hızlı yanan ateş
|
alaşa
|
yağcı, menfatçi, yaltakçı
|
alayı
|
hepsi, toplamı
|
âlengirli
|
kolayca kırılıp dökülebilecek olan
|
amet
|
ahmet
|
ana
|
babanın annesi, annenin annesi
|
anaç
|
kurnaz, deneyimli, yavru yetiştirebilen hayvan
|
anadut
|
üçgen, ağaçtan ot ve sapı tutma aleti
|
anâmak
|
hayvanların yerde yuvarlanması
|
yazıya gitme
|
tarla, bağ, bahçe gibi yerlere gitme
|
apahla
|
beyaz fasülye
|
ara hastalığı
|
soğuk algınlığı, üşütme, nezle, grip gibi
|
arhaç
|
davarların yattığı açık yer.
|
armak
|
beyazlamak (sakalı arasıca) sakalın beyazlasın.
|
arnaç
|
karşı taraf, karşısı
|
arsız
|
utanmaz, sıkılmaz, açgözlü, kolayca üreyebilen bitki
|
asbap
|
giysi
|
asker böceyi
|
uğur böceği
|
asker iynesi
|
emniyet iğnesi
|
aş
|
yemek
|
aşıt
|
buğday, tahıl konulan çevrili yer
|
avcar
|
baharat
|
avurt
|
yanak
|
ayarsız
|
davranışları ölçüsüz, ayarı yapılmamış
|
ayaz
|
çok soğuk
|
ayrı gayrı
|
yabancı, yabancı gibi
|
azgın
|
çok yaramaz, aşırı istek, iltihaplı yara, coşan su
|
azıddım
|
başımdan attım
|
azık
|
yiyecek, içecek, besin
|
azmak
|
kaybolmak, baştan çıkmak
|
ba
|
bağ
|
badas
|
topraktan aytılmamış buğday
|
bağır
|
göğüs, sine
|
balak
|
manda yavrusu
|
balya
|
balyoz
|
basdırak
|
kapı arkasına demir veya ağaç dayama
|
bayağı oldu
|
biraz oldu
|
bayır
|
yokuş
|
bazar
|
pazar
|
bazarlık bozma
|
düğün eşyası alma
|
bazlama
|
yufka arası kıymalı, peynirli, sacda yapılan yiyecek
|
belesbit
|
bisiklet
|
belle
|
unutma, bunu belle, bahçeyi belle
|
beri
|
en yakına, öne
|
bıcı bıcı yapmak
|
çocuğa banyo yaptırmak
|
bıldır
|
geçen yıl
|
bibi
|
babanın kız kardeşi
|
bici bici
|
ineg ve dana çağırma şekli
|
bohlu
|
pis, pislik
|
bostan
|
karpuz,
|
boya boyama
|
bir şey boyama
|
boyu gavak
|
uzun buylu
|
boz
|
gri (renk)
|
böcük
|
böcek
|
bulamaç
|
pekmez ve un ile yapılan yemek
|
burda
|
burada
|
buymak
|
donmak, çok üşümek
|
büzürük
|
sesiz, sakin ve ufak kişi
|
büzüşme
|
buruşma
|
cacık
|
sebze yemeklerinin genel adı
|
camız
|
manda
|
canavar
|
kurt
|
carı
|
cabuk, hızlı
|
ced
|
ata
|
ceyran
|
rüzgar akımı
|
cıfıt
|
hafif, oynak, yaramaz
|
cılh
|
bayat yumurta, bozuk yumurta
|
cılız
|
zayıf, gelişmemiş
|
cıncık
|
cam, testi kırık parçaları
|
cıngıma
|
gürültü, kavga
|
cırcır
|
fermuar
|
cırmıklama
|
çizmek (yüzünü cırmıklamak) gibi
|
ciç
|
buğday yığını
|
cilis
|
iyice, tamamen
|
cimcik
|
çimdik
|
cingil
|
metal süt, yoğurt kabı
|
culuk
|
hindi
|
cücü cücü
|
tavuk çağırma
|
cücük
|
civciv, tavuk yavrusu
|
çabıt
|
bez parçası
|
çapacı
|
fakir, başkaların işinde çalışan
|
çardak
|
ağaç dallarından örülmüş barınak
|
çarhıt
|
kırık dökük, çok eski
|
çâşak
|
kırık dökük, bozuk.
|
çedik
|
naylon ayakkabı
|
çemkirme
|
küçük köpeklerin havlaması
|
çemkirmek
|
karşılık vermek, çekişmek
|
çenilemek
|
acı acı bağırmak,köpekler yapar
|
çerçi
|
seyyar satıcı,
|
çerdek
|
çekirkek
|
çil
|
yeni çıkmış ekin, yeşil
|
çimmek
|
havuz veya göl de yüzme
|
çinar
|
küçük delikli elek
|
çingene
|
çok bağıran, çok ağlıyan çocuk
|
çir
|
kayısı veya erik kurusu
|
çödürmek
|
ayakta idrar yapmak
|
çömçe
|
kepçe
|
çörten
|
yağmur suyunun aktığı oluk
|
çul
|
istenmeyen giyecek, bez, minder
|
çuvaldız iynesi
|
büyük iğne
|
çüş
|
eşek durdurmak için denir
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 14 ziyaretçi (44 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|