Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
GELENEKLERİMİZ
DÜĞÜN MERASİMİ
Türk kültürünün özü düğünler. Coşkunun, sevincinin, doyasıya eğlenmenin, eş dost, uzak yakın tanıdıkların gönüllerin alındığı, hoş edildiği düğünler. Düğün, yöre halkının dediği gibi “dökülüp saçılma, hane şenlendirme, ocak yakma, kız evini ağlatma” dır. Derler ama güzel bir tefekkürle “düğün ve ev yapana Allah yardim eder” düşüncesi ile işe başlanır
Oylaya! Anadolu insani yaşama tarzını sistemleştirmiş, kurduğu sistemin kalıcı olması için özdeyiş haline getirmiştir. işte bu manada “erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır” der ve işe koyuluruz.
Oğlan büyümüştür. Oğlan, baba ve anası oğullarına kız yakıştırmaya başlarlar. Bu hısım akrabaya, konu komşuya da duyurulur. Nihayet uygun birine karar verilip, kızın istenmesi kararlaştırılır. Aracılar konulur, dünürcüler gidip gelmeye başlar. Sonunda söz kesilip, sade bir törenle şerbet içilir. (araştırmamda evlenecek oğlanların bu isteklerini belirten özel davranışlara rastlamadım. Daha çok aile büyüklerine tabi oluyorlar.)
Düğünün en önemli bölümlerinden biri bayrak kaldırma törenidir. Bayrak kaldırma merasimine öncelikle imam, yakın hısım, akrabalar davet ediliyorlar. Bayrak alma töreni Cuma günü veya pazartesi sabah namazını müteakiben yapılıyor
|
Nişan ve söz kesme törenleri sade bir günde, daha çok belli kuralların yerine getirilmesi şeklinde olur. söz kesimi, kıza söz kesme nişanesi olması için bir veya birkaç altın takılması ile belirlenir. söz kesiminden sonra düğünler fazla uzamıyor. Düğünler ya arpa tohumunda, ya da harman sonu yapılıyor. Başka zaman acil bir durum yoksa kesinlikle düğün yapılmıyor.
Düğün günü kız evi ile görüşülüp, kararlaştırılıyor. Hemen yoğun düğün hazırlıklarına başlanıyor. Oğlan ve kız tarafı eş, dost, hısım ve akrabalarını okuyorlar. (davet ediyorlar) Okuma bizzat düğün sahipleri tarafından şahsen yapılıyor. Okuma sırasında kuru üzüm veya şeker dağıtılıyor.
|
 |
Bayrak alma merasiminde kıran, kırana bir yanış yaşanıyor. Bayrağı almak sahibinin hısım, akrabası için şeref göstergesi sayılıyor. Sabah kahvesinden sonra başlayan bayrak alma merasiminde bir çekişmedir gidiyor. Sonunda münasip olan seçilip, bayrağı kaldırma görevini üstleniyor. Bayrak kaldırma duası yapılıp bayrak uzunca bir sırığın ucuna bağlanarak düğün odasının damına dikiliyor. Bayrağın çalınmasını engellemek gerektiğinden sırığın uzun olmasına özen gösteriliyor. Çünkü, bayrak çalınırsa, bayrakçı bayrağı para karşılığı kurtarmak zorundadır. Bayraktar bir nevi düğün kahyasıdır. Düğünün tüm organizasyonu üstlenir. Gelin alma günü yemeğini, zirzopların (yol kesiciler) ve kız kapısını kapatanların bahşişleri vermekle yükümlüdür.
Bayrak çekimini takiben düğün etliği hayvanlar kesiliyor. Etler düğün süresince misafirlere ikram ediliyor. Kesilen hayvanların kelleleri gencler tarafından kelle atma töreni için saklanıyor.
Düğünler bir hafta sürüyor. Bayrak cuma günü kaldırtmasına rağmen esas düğün şenlikleri sah, çarşamba ve Perşembe günü yapılıyor. Cumadan salıya kadar son gün için yoğun hazırlıklar yapılıyor.
Salı günü sabah namazını takiben düğün eğlenceleri başlıyor. Düğün odalarına renk geliyor.
Dışarıdan davet edilen misafirler genellikle salı, çarşamba günleri geliyorlar. Bunlara özel karşılama merasimleri yapılıyor.
Düğün sahibi davul zurna esliğinde ata olarak koy dışında karşılıyor. Karşılama törenlerine davulcuya bahşiş vermek adetlerindendir. Misafirler düğün odasına getirilip, ağırlanıyorlar. Düğün konukları akşam olunca konu komşu, birer ikişer evlerine misafir ediyor. Eve misafir gotürememek bir eksiklik sayılıp, üzüntü veriyor.
Artik akşam olmuştur. Düğün geceleri boş olurmu Düğün odaları, düğün çalgıcıları boş durdurulurmu. Akşam yemeği yenir yenmez düğün, odasına do-luşulur. Her yaşta insan gelir. Cocuklar biraz korkulu, biraz da meraklı gözlerle odanın ayakkabılık yerine tıkış tıkış dolarlar. Bu arada şamata (eglence) başlar. Önce sazlı sözlü oyunlar oynanır. Simşir kaşıklar cikar, düğün çalgicilari coşar, bir aşagı bir yukarı döner de durur hüner sahipleri. Hem eğlenir, hem oynarlar., (Anonim türküler söylenir.)
Bütün oyunların kahramanı Arap oğludur. Simsiyah suratı, acayip kıyafetli (çoğunlukla, eski-püskü ceketler ters yüz giyilir. Bacaklar dize kadar cemrenir. Buna şalvari dize kadar toplamak diyebiliriz.) Elinde kösele palaska nara atarak ortaya gelir. Elindeki yüziigü herkese verir. Maharet yiizugün kimde olduğunu bilmektir. Yoksa vay haline.
Arap oğlu seyircilerden birine sorar, yüzük kimde Seyirci, filanda. Eger yüzük 0 adamda degilse arap oglunun palaskası bir iner bir kalkar. Buna yüzük oyunu diyorlar.
Degirmen Oyunu:
Oyuncular, değirmenci, değirmenci çırağı ve değirmen taşı görevini üstlenecek bir kişi. Oyuncular rollerine uygun giyinip hazırlanıyorlar.Değirmen taşı rolünü üstlenen kişinin gözleri bağlanıyor. Ortaya oturtturuluyor. Değirmenci başlıyor çırağa:
Oğlum değirmene buğday at.
Bunun üzerine çırak daha önceden buğday diye hazırlanmış, nesneyi (Taş, çakıl kum vs.) getirip taş rolü oynayan kişinin boynundan içeri boşaltıyor. Bu ve buna benzer işlemlerle devam eden oyun, değirmencinin taş körlendi unu öğütmüyor demesiyle taş, rolündeki adam yere yatmıyor. Başlanır taş diklenmeye (taşa diş açılıyor). Bu bolümden sonra değirmencinin narası duyuluyor:
Oğlum değirmenin suyu bitti.
Hemen çırak yetişiyor. Elindeki ibrikle önce taşan ceplerine su doldurmaya, sonunda kollan havaya kaldırıp yenlerinden içeri kalan su boşaltılıyor. Düşünün sonrasını.
|
 |
Ölü Oyun:
İmam, ölü ve ölünün akrabalarımdan oluşan grup uygun kıyafetler gidilip çıkarıyorlar. Baba ölü rolünü üstleniyor. Beyaz bir kıyafet giydirilip musallaya (odanın ortasına) yatırılıp, gözleri kapatılıyor.
imam ölüye yaklaşıp usulden (yapmacık) yıkamaya başlıyor. Sesleniyor:
ölünün kızın
Buyur
Yum babayım gözümü. (kız babasının gözlerini kapatır)
ölünün gelini.
Buyur.
Tut babanın elini. gibi yaka akrabalar unvanlar ile çağrılıyor. çağrılanların hepsi önceden hazırlanan boya, un, kazan karası vs. ile tuttuklar organı boyuyorlar. Sonunda imam ölünün his imlan diye sesleniyor. Haydi ölüyü yıkayalım.
ölünün ayaklarını tutan, ayakları paçadan tutup yukarı kaldırıyor. önceden hazırlanmış su paçalardan aşağıya dökülüyor.
Deve Çıkarma:
Deve oyununu oynayacak oyuncular hazırlıklara başlarlar. Dört kişilik ekibin biri Arap oğlu, biri kervancı, diğer ikisi devenin iskeletini oluşturur. önce orak üzerine postlardan deve başı hazırlanır. Deve başı için her türlü aksesuarlar kullanılır. Gözler aynadan, ağza diş yerine çuvaldız veya iğne, boyunuza gen, hörgüç yerine semer, boncuktan Ahilik vs. gibi. Uygun bir merdiven bulunup iki kişi merdiveni omuzlarına alarak oluştururlar. Merdivenin iki yem kilimlerle kapatılır. Öndeki şahıs ayni zamanda devenin başını (orağın sapından) tutar.
Arap oğlu yan Çıplak olarak siyaha boyanır. Elinde kamcı vardır. Devenin koruyuculuğunu üstlenir. Yürüyüş sırasında Çenkli taklitler yaparak devenin etrafında fır döner.
kervancı başı eski püskül elbiseler giyer, özellikle eski bir ceketi tersinden giyer. Eşeğine ters biner. Devenin ipini ijeker. Zaman zaman seyirciyi güldürecek taklitler yapar.
Bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra deve gelin alma alayı ile birlikte yola gitar. Sazlı sözlü oyunlarla kız evine varılır. Gelin alayının önü zaman zaman zirzoplar tarafından kesilip, bahşişler alınır.
Gelin kız evinden öğleden sonra çıkarılmaktadır. Gelin, kardeşinin hazırlayıp çektiği ata bindirilir. Gelin atına yengeler ve saymanlar eşlik ederler. Davul, zurna sesine kansan silah sesleri arasında kız evinden ayrılıp mezar ziyareti ve duası yapılır. Sonra oğlan evine yönelinir.
Damat elinde gelinin başına serpeceği (para, kavurga, üzüm vs.) malzeme ile gelinin ineceği evin damında beklemektedir. Gelin yeni evine gelince hediyesini almadan attan inmez, Evin kapısından işeri gereceği sırada damat elindeki malzemeyi gelinin başı üst tine serper. Böylece gelin yeni evine getirilir. Gelin yeni evine inmiştir. Akşama kadar ağırlanacağı odaya alınır, burada kadınlar tarafından gelin eğlendirme töreni yapılmaktadır.
Akşam olunca nikah töreni yapılır. Damat hediye karşılığı gelinin duvağını açar. Artık müşterek hayat başlamıştır.
Son günün en önemli olaylarımdan biride bayraktar yemeğidir. Düğünün başında bayrağı alan bayraktar, son gün umumi yemek verir. Yemekten sonra misafirler uğurlanır, düğün sona erdirilir.
düğünlerin ardı arkası kesilmez, fakat kik gelmeden yapılası gereken işler de vardır. Bağ bostan bozulacak, tohum ekilecek, yani kira hazırlanılacak.
Bağ bostan bozulur pekmezler kaynatılıp, bulgur dövülüp çekilir. turcular kurulup, mantı, erişte kesilir. kadınlar ekmek yapıp, tuz çekerken, erkekler gruplar halinde tas, değirmende bulgur çekerler.
Bütün bu içler bir bayram düğün havası içinde yapılıp. Sosyal yardımlaşmanın en iyi örneği verilir. Tabu bu içler eğlencesiz olmaz.
Artık son bahar iyice gelmiştir, fazla samanlar loda yapılmış, anlarların almadığı mahsul uygun mekanlarda kazılan kuyularda saman arasına sarılmıştır. Tabum ekme zamanını geçirmemek gerekir. Anadolu insani her içi zamanında yapmalı ki rahat etsin, ölüm zulüm olmadan, oğlan askere çağrılmadan işler bitirilmelidir.
HALAY
Düğünlerimizin vazgeçilmez eğlencesi halaylar. düğün olurda halay olmaz mi? Halaylar Kozluca da de düğünlerin baş eğlencesidir.
Halaylar davul zurna eşliğinde ağırdan hızlıya doğru oynanmaktadır. Oynanan oyunlar şunlardır:
Ağırlama - 3 ayak - Cezayir - Temur ağa- Aynalı
suç suç, tertibinde oynanan oyunların baş oyuncusu halay başa. Gruba bağlı veya kopuk olarak hareket edebilir. Halayların vazgeçilmez aksesuarlar mendillerdir. Mendili sadece halay başı, bazen de ekibin en sonundaki kişi kullanabiliyor. Oyuncular halay başına bağlı olarak oyun düzenini bozmadan öne eğilerek, devamında arkaya kaykılarak (geriye doğru bükülme) hey hey çekiyorlar. Halay türküleri davulun susmasıyla veya çok hafif ritimle başlıyor, grup olarak söyleniyor.
DÜĞÜNE DEVAM………
Çarşamba günü düğünün en hareketli günlerindendir. Öğle namazını müteakiben düğün sahibinin umumi yemeği yenilir. düğün yemeğinin yemek pişirme becerisini ispat etmiş. kadınlar yapmaktadırlar.
En çok rağbet edilen yemekler arasında düğün köftesi ile nohut yahnisi basta gelmektedir.
düğün sahibinin yemeğinden sonra, kız evinden damat bohçası gelir, gelmez damat giydirme töreni başlar Damat bohçası getirene hediye verilir.
Damat giydirme merasimine oğlan tarafı katılır. Damat soyunup don gömlek düğün odasının ortasına ötürtülür. Çoğu zaman imam, bazen güveydin arkadaşlar salavatı sericeler ve ilahiler esliğinde, kız evinden gelen bohçadaki giyecekleri sıra ile giydirirler. Giydirme işlemi tamamladıktan sonra damat babasından başlayarak birer birer el öper, el öpme sırasında merasime katılanlar damada düğün hediyelerini verirler veya takarlar.
Damat giydirme töreni bitiminde kız evine gidecek semen (sayman) ve yengeler hazırlanıyor.Semenler erkeklerden, yengeler kadınlardan oluşturulur. Bu kalabalığa en necim denilmektedir. kalabalık arasına ahsan medrese talebeleri ilahiler söyleyerek annecime katılırlar. kalabalık kız evine doğru yola yayan olarak çıkar. sayman ve yenge grubu kız evine yaklaşınca yollarım acayip kılıklı zirzoplar keser. Zirzopların ellerinde orak, tırpan değnek vs. aletler bulunurmuş. Zirzoplar yola bir Çizgi çizip bahşişlerini alınca geçişine verirlermiş. Artık kazevine kadar sorunsuz gidilir. kız evine Vancınca kız tarafa kapı kapatıyor.
Burada da bayraktar bahşiş verip kapıyı açtırıyor. Saymanlar erkek, yengeler kadınlar bölümüne alınıyor.
Eğlence artık kız evine kaymıştır. Yengeler hoşlanıp, baş köşeye alırlar. Hemen eğlenceler başlar. Gül motifleri ile bezenmiş zili defler çıkartılır, defçiler neşe ve coşku ile ortaya gitarlar. Gelin hem ağlar, hem giderim edasıyla ortaya gelir. Bundan sonra, gelin şeref konuğudur. Her söz geline söylenir, her saz gelince çalınır. Gecenin cazgırlığı defçilere düşmektedir. Girişler yapılıp, insanlar kaynaştırılıp, hava ısıtılır. Hemen gelin övme töreni başlanır.
Gelin Övme :
Gelin getirilip ortaya oturtulur. Önüne bir yastık, yastığın üstüne gelin elini koyar. Gelinin eli uygun bir tepsi ile kapatılır. Bu işlem geline verilen hediyelerin miktarını gizlemek için yapılıyor. Gelin manilerle, türkülerle bitilmeye başlanır. Herkes hediyesini iyi dileklerle gelinin sininin altındaki eline bırakır.
Gelin Övme sırasında tespit edebildiğimiz maniler:
Atladım Çıktım eşiği, Sofrada kaldı kaşığı, Büyük evin yakışığı, İşte gidiyorum anacığım, ağla da kal anacığım.
Hasan dağının eteği, Bura garipler yatağı, kız ananın dert ortağı, Ah ciğerim anam anam.
Bağda bülbül güderim, Yakman eline kınayı, Ben gınasız giderim, Ah ciğerim anamamam.
Erciyes'in öte yüzü
Etrafı geyik izi,
Anam yarın ayırırlar bizi,
Ah ciğerim anam anam
kız anası, kız anası, Hani bunun öz anası, Anam gezer burmaysan, Eller döver yarmaysan.
Biri bırakıp, biri aha gider maniler.
Dualarla büyük bir titizlik içinde hazırlanan kına tas içinde getirilir. Manilerle, türkülerle kına önce gelinin eline, sonra süsüne (ensesine) yıkılır. Gecede bulunan herkes uğur niyetiyle ellerine kına yakarlar. kına yakıldı, eller bağlandı mı eğlence bitti demektir. kalan kahır, giden gider. Çünkü sabah gelin alma günü.
Düğünün songunu Perşembeye gelinir. Düğünün son tinleri hüzün ve sevincin bir arada yaşadığı günlerdir. kız evi üzgün ve yorgundur. Oğlan evinde sevinç ve telaş vardır. Oğlan evinde saymanlar hazırlanır, son günler eğlencelerinin organizesi için mahir eller çalışmaya başlar. Yapılan bir araç konvoyuyla birlikte Gelin almak için kız evinin yolu tutulur.
Hep birlikte gelin alınarak yakındaki bir mezarlığa gidilir geçmişlerimizin unutulmadığı bir süreçte yapılan duanın ardından oğlan evine varılır.Heyecen sevinç ve neşe son doruğundadır.bir müddet daha oyun ve halaylar çekilir takı törenleri yapılır uzaktan gelen misafirlere yemek verildikten sonra düğün sona erer.
|
 |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 5 ziyaretçi (35 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|